top of page
Yazarın fotoğrafıElif CENGİZ

BABİL TIBBINDA ANATOMİ


Mezopotamya uygarlıklarından olan Babil’de tanrısal düşünceler hakim olup tıbbi düşüncenin pratiğe çevrilmesinde büyü ve sihir tedavinin merkezinde idi. Doğum anomalileri ve deformasyonları ile ilgili bazı bilgilere sahip oldukları ve bu tarz problemlerin Babil toplumunda önemli bir yeri olduğu bilinmektedir. Tedavi edici kişiler, antik Mısır’da olduğu gibi aile büyükleri, din adamları ve büyücülerdir. Bilimsel metodolojiden bahsedilemeyeceği gibi toplumda en çok rastlanılan hastalıklar için deneme-yanılma yoluyla bitkisel basit ilaçlar yapmışlardır.

Totemizm inanışının yer tuttuğu Babil toplumunda her cismin, nesnenin bir ruhu olduğuna inanılırdı ve ayrıca su kutsal bir varlık olarak tanrılardan bir lütuftu onlar için. Ruh hastalıklarında, bunlar o dönem için kötü ruhların kişiye musallat olma durumuydu, tedavi için su ile ritüellerini gerçekleştirirlerdi ve kişi arınmış, temizlenmiş olurdu.

Anatomik bilgiler, Babil’de hayvan diseksiyonlarından kaynaklanır. En ön planda olan hayvan koyun olup organları her türlü anatomik araştırma ve ritüel için kullanılmıştır. Babil’de en çok üzerinde durulan organ ‘karaciğer’dir. Karaciğeri, beş farklı bölüme ayırıp her bir bölüm için yapısal değişiklikleri ayrı bir hastalık ile ilişkilendirmişlerdir.

Böyle gelişmeler olsa bile, Babil tıbbı ile daha ayrıntılı net bilgilere ulaşılamamıştır. Babil’de temel tıp ve yaklaşımları ile ilgili bilgileri Herodot (M.Ö: 490-425) tarafından bizlere ulaştırılmıştır. Kısıtlı bilgilerden birisi de Hükümdar Hammurabi (M.Ö.1792-1750) döneminde Babil tıbbının en çok geliştiği ve ivme kazandığıdır. ‘’ Hammurabi Kodeksi’’ cerrahi ve tıbbi uyulacak kuralları belirtip hata, eksikliklerde yaptırımları açıklayan ‘ilk tıbbi kanun’ olarak kabul edilir.




Ruhun anatomik olarak insan vücudunun hangi bölgesinde bulunduğu eski çağlarda tartışılan önemli bir konu olup her toplumun bu konuda farklı görüşleri tarihe geçmiştir. Babilliler, insan ruhunun karaciğerde oturduğuna inanırdı ve karaciğeri 'ruhun oturağı' olarak tanımladılar ve falcılığı başlatan ilk toplum olduklarına inanılır. Babilliler yıldızlar ve gezegenler ile karaciğer arasında astrolojik ilişki olduğuna inanıp astroloji bilimini de anatomi ve tıp bilgileri ile kesiştirmişlerdir.

Hepatoscopia (hepatoskopi) olan Karaciğer falı, karaciğerin ılık kanı oluşturmuş olmasının anlaşılmasından dolayı ( Bu bilgiye dayanarak bu falı oluşturdukları muammadır.), önce Mezopotamya'da özellikle kanın toplandığı yer olarak ruhu temsil ediyor olması düşüncesinden kaynaklandığı zannı ile M.Ö 2000 de Babilliler, Asya kökenli bir kavim olan Hurriler'e buradan Hititlere ve daha sonra Etrüsklere kadar uzandığı arkeolojik yönden araştırmalar, kazılar ile belirtilmiştir. Falcılığın başlangıcı olarak Babil orijinli kişiler lu-HAL (ciğer falcısı) denmekte idi.


Kaynakça:

- Jastrow, Morris Jr. “Babylonian-Assyrian Medicine.” Annals of medical history vol. 1,3 (1917): 231-257.

- Antikçağdan Rönesansa Anatominin Kısa Tarihi, Prof.Dr.Gürsel Ortuğ


Yazan: Elif Cengiz


23 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Âdem Elması

Commentaires


bottom of page